logo logo

Online rehber ve haber sitesi!

Mernis.Net

Online Rehberlik

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Mernis.Net

Online Rehber ve Haberler

En çok haz duyduğum icraat, müfredat değişikliği ve ücretsiz kitap dağıtımı

Hüseyin Çelik, Hasan Âli Yücel’den sonra Cumhuriyet tarihinin en uzun süre görev yapan milli eğitim bakanı. Yücel, 1938 ile 1946 arasında 8 yıl bakanlık yaptı.

Çelik 4,5 yılla ikinci sırada. Eğitimde yapılanların gelecekte çok daha iyi anlaşılacağını düşünüyor. Bakanlığı döneminde ‘en çok müfredat değişikliği’ ve ‘ücretsiz ders kitabı dağıtımı’ icraatından haz duymuş. Milli Eğitim’in ‘en zor bakanlık’ olduğu görüşünde. Bir gün ‘hayırla yâd edilirse’ amacına ulaşmış olacağını belirtiyor.

Görev süresi itibarıyla sürekli Hasan Âli Yücel’le kıyaslanan Çelik, buna şöyle bir açılım getiriyor: “Benim 4,5 yıllık bakanlığım tek partili dönemde 8 yıl bakanlık yapan Yücel’in bakanlığından belki de 8 kat daha fazladır. Çünkü Yücel dikensiz gül bahçesinde bakanlık yapıyordu, tek parti vardı, muhalefet diye bir şey söz konusu değildi. O gün tek partiye ‘siz bunu niye böyle yapıyorsunuz?’ diyecek bir basın yok, siyasallaşan bir yargı yok, eğitim sendikaları yoktu. Eğitim de dar bir alandaydı o dönemde. Benim karşı karşıya bulunduğum muhalif unsurları hesaba katarsanız, 4,5 yıl 8 yıldan çok daha uzun bir süre anlamına gelir.”

Yeni dönemde takdir Başbakan’ın

Bakan Çelik, kötü miras devralan bir bakan için 4,5 yılın yetmesinin mümkün olmadığını kaydediyor. Yeni dönemde bakanlığa devam edip etmemesinin Başbakan’ın takdirinde olduğunu söylüyor. Milli Eğitim’in ‘en zor bakanlık’ olmasını şöyle izah ediyor: “Bütün en’ler burada toplanmış. En büyük bakanlık, bütçesi, personeli en fazla olan bakanlık, herkesin söz söylediği bir alan.” Hemen herkesin doğrudan veya dolaylı olarak eğitimle ilgili olduğunu hatırlatan bakan, “Herkes ilkokula gittiği, tahta, tebeşir, sıra ve öğretmen gördüğü için kendini eğitim uzmanı zannediyor. Herkesin eğitim konusunda söyleyecek sözü var. Böyle olunca bir şeyi beğendirmek kolay olmuyor.” değerlendirmesinde bulunuyor.

Çelik’e göre eğitimde sürdürülmesi gereken birçok önemli iş var. Bunların başında ‘fiziki altyapı’nın tamamlanması geliyor. 30 kişilik sınıf hedefine ulaşılmalı ve tekli eğitime ağırlık verilmeli. Okul öncesi eğitim yüzde 11’lerden yüzde 35’e getirildi; ama yeterli değil. Bakan olacak kişi bunu yüzde 50’ye çıkarmalı. Lisedeki müfredat değişikliği tamamlanmalı. Mesleki eğitimdeki öğrenci oranı yüzde 50’ye çıkarılmalı. ‘Haydi kızlar okula’ kampanyası, tek kız çocuğu eğitimin dışında kalmayıncaya kadar devam etmeli. Ortaöğretim reformu mutlaka hayata geçirilmeli. Van ve siyaset denilince akla gelen ilk isim Hüseyin Çelik. Başta eğitim olmak üzere Van’a yapılan her yatırımda emeği var. Bakanlığı döneminde 81 il ve 500 ilçeye giden Çelik, seçim çalışmasını da Van’la sınırlandırmıyor. Hakkari, Tunceli, Bitlis, Iğdır, Elazığ, Bingöl ve Muş gibi illerdeki seçim çalışmalarına katılmış. Halkla iç içe olması sebebiyle bölge insanı üzerinde etkili.

Çelik’e göre Doğu ve Güneydoğu’da AK Parti’nin dışında parti yok. Sadece ‘bir partinin uzantıları olan’ bağımsız adaylar var. Bu noktada Çelik’in ‘AK Parti, Doğu ve Güneydoğu’daki siyaseti normalleştirdi’ tespiti önem kazanıyor. AK Parti’nin Türkiye’nin her yerinde olduğunu, diğer partilerin ise mahalli planda kaldığını vurguluyor. Hemen her platformda kendisini eleştiren CHP lideri Deniz Baykal’a, “Bütün ümidini sahillere bağladı, şimdi onu da elinden alıyoruz.” göndermesinde bulunuyor. MHP’nin ‘güçlü olduğunu zannettiği’ İç Anadolu’da beklediğini bulamayacağını savunan bakan, MHP’nin mukaddesatçı tabanının kendilerini desteklediğini düşünüyor. Bakanın başta hemşehrileri olmak üzere gittiği illerde en çok üzerinde durduğu nokta ise, “Bize iktidar yetmez, 367’nin üstünde oy lazım” oluyor. Hüseyin Çelik bu isteğini ise şöyle izah ediyor: “Türkiye’de polis tüzüğüne benzeyen Anayasa’yı değiştirmedikçe bir şey olmuyor. Yarın 365 milletvekili ile gelsek, Deniz Baykal’ın 2 oyuna ihtiyacımız olsa, bize o iki oy için dayatma yapar. Bizi Deniz Baykal’a muhtaç etmeyin.”

Konular