logo logo

Online rehber ve haber sitesi!

Mernis.Net

Online Rehberlik

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Mernis.Net

Online Rehber ve Haberler

Harp okulunun müfredatı, darbe duygusunu aşılıyor

Eski Genelkurmay başkanlarından Hilmi Özkök, darbelerin önlenmesinde en etkili unsurun siyaset olduğunu söyledi.

27 Mayıs darbesini de 12 Mart muhtırasını da doğru bulmadığını anlatan Hilmi Özkök, 1960 darbesini genç subaylar istediği için genç subaylar ifadesi bir tereddüt oluşturmuştur hep. Harp okullarındaki müfredat da gençlere o duyguları aşılıyor. dedi. TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonuna önemli açıklamalar yapan emekli Orgeneral Özkök, şöyle devam etti: 1960ta hem içeride hem dışarıda memnuniyetsizlik düşüncesine itildik. O yaşta siyasete dokunmak istediğimizi düşünüyordum. Şimdi görüşlerim farklılaştı.

Darbeleri Araştırma Komisyonuna bilgi veren Eski Genelkurmay başkanlarından Hilmi Özkök, Harp okullarındaki müfredata dikkat çekti. 1960 darbesini genç subaylar istediği için, genç subaylar ifadesi bir tereddüt oluşturmuştur hep. Harp okullarındaki müfredat da gençlere o duyguları aşılıyor. dedi. Darbeleri, sağlıksız demokrasilerin semptomu (hastalık belirtisi) olarak niteleyen Hilmi Özkök, bir ülkede demokrasi arttıkça darbe ihtimalinin azalacağını vurguladı. Siyasetin sıkıntıya düşmesi durumunda askerden medet ummanın Anadolu halkının bir sıkıntısı olduğunu belirten Özkök, ancak kimi zaman bizzat siyasetçilerin de kendilerinden yardım ister bir tavır içine girdiklerini ileri sürdü. Özkök, 27 Mayıs 1960 darbesinde harp okulunda bir öğrenci olduğunu hatırlattı ve o gece günlüğüne yazdığı notları okudu. Günlüğünde, Yeni güne 16 dakika önce girdik. Saat 2:00yi bekliyoruz. Allah, silahlarımızı kullanmayı nasip ötmesin. ifadeleri dikkat çeken Özkök, darbelerin sağlıksız demokrasinin semptomu (hastalık belirtisi) olduğuna işaret etti ve bunun temelinin de halktaki beklenti olduğunu ileri sürdü. İşte Özkökün ifadelerinden satır başları: Halk siyasete güvensizlik hissederse, ordudan bir şeyler bekliyor. Bu büyük bir yük oluşturuyor askerin sırtında. Demokratikleşme geliştikçe askeri müdahale ihtimalleri azalacaktır. Mesele demokratikleşmeyle çözülür. TSKda birçok kişi gibi benim gibi düşünür (demokrattır). Benim gibi düşünmeyenler ise bunu vatana bağlılık gerekçesiyle yaparlar. Bazı şeyler alışkanlık yapıyor ama bunun (askerdeki darbe düşüncesinin) marazi bir hastalık olduğunu düşünmüyorum. Keşke hiçbir darbe olmasaydı. Darbelerin hiçbirisi iyi değildir. Darbelerle bir yere varılmaz. Herkesin kendi işini yaptığı bir Türkiye hayal ediyorum. Darbelerin olmadığı bir ülke özlüyorum. Ama siyasetçiler bazen bizden yardım ister gibi bir tavır içine girmiştir.

11 Eylül akşamı eve gitme dediler, durumu anlattılar. Darbe hazırlıklarını 2 gün öncesine kadar hissetmedim. Ama mutlaka bir hazırlık yapılmıştır. 11 Eylül ile 12 Eylül arasındaki fark; 11 Eylülde kimse devlete güvenmiyordu. İhtilalden sonra devlete güven geldi. Bu güvenden dolayı olay olmadı. Düzenlemelerin de etkisi oldu. (Şartların olgunlaşması) anlayışı, TSKdaki zamanlamanın önemini gösteriyor. Askerlikte amaca ulaşmak için zamana ve mekana bakılıyor. Öyle bir noktaya vardı ki, geri dönülemezdi. Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Halk umudunu hep silahlı kuvvetlere bağlıyor. Bu Anadolu halkının bir sıkıntısı. Hep birinden bekler. Ama siyaset darbelerin önlenmesinde en önemli etkendir.

Cumhurbaşkanlığı hevesinde olduğum iddiaları beni itibarsızlaştırmak için gündeme getirildi. Cumhurbaşkanlığı konusunda hiçbir teklif almadım. 35. madde dışarıda önemsendiği kadar çok önemli bir madde değildir. Madde değiştirilebilir.

Gladyo Türkiyede olmadı ama özel harp dairesi vardır. Soğuk savaşın gerekliliği ve ürünüdür. Özel Harp dairesiyle darbeler arasında bir ilişki görmedim. Darbelerde dış güçlerin parmağını görmedim ama olabilir. ABDlilerin yapmış olabileceğini düşünüyorum. İhtilal yapıldığı zaman dış destek bulunamazsa ekonomik olarak çökertirler. Dış destek istenebilir. Akıllarından bunu geçirmiş olmaları muhtemeldir.